Alışveriş!

[Kevin NatureLand King]

Tamam herkes her şeyin Kevin için hiç bir zaman yeterince iyi olmadığını düşünüyor. Ama kimin için ne yeterince iyi ki. Herkesin hayalini kurduğu yaşamı süryor olabilir ama o da bu 8 katlı eşsiz sarayda mutlu değil. Belki biraz halk arasına karışması gerekiyor. "Hımm" dedi kendi kendine "Ortak gezegene gidip biraz alışveriş mi yapsam ki?" şu an için en az uğraştırıcı yol buydu. O zaman ortak portal'a gitmeliydi. Kendisi için ayarlanmış kısa yoldan portala ulaştı. Bu masaldan fırlamış gibi duran ama aslında gerçekten isinlayan oval kapiya baktı. Üstü ve altında kahverengi-yesil arası renklerle sihiri yonlendiren bir oval vardi. Işınlandırma işlemini gerçekleştiren sey ovalin ortasinda yesil buyu akimiydi. Bir dizi sarmasikla suslenmisti portal. Portalin içine dogru, şeffaf yerlerin arasina girdi. Yolculuk rahatsız edici derece bir mide bulantısıyla başlıyordu. Bir saniye sonra bitiyordu. O arada gözlerinizi açmanız yasaktı. Deneyen tek insan vardı ki herkese ibret olmuştu. Kendini bir ağaca saplayarak öldürmüştü. Nedeni ise henüz öğrenilememiştir. Sonra yolculuk kendinizi yeni doğmuş gibi hissetmenizle bitiyordu. Kral Kevin Ortak gezene gelmişti.

[Cloe Cute]

''Babişkooooooooo!'' Kral'ın ardından koşarak gelen bir kız ona bu şekilde yüksek bir sesle sesleniyordu.''Bu kız da kim Kral'a nasıl böyle der!?'' diye düşünebilirsiniz elbette.Ama bu kız Kral'ın kızı Cloe'den başkası değildi.Her zamanki gibi babasının şatodan çıktığını görmüştü ve ona yetişmek için kan ter içinde kalmıştı.Koşa koşa geldi ve babasının yanında durdu Cloe.''Oh!Bir an sana yetişemeyeceğimi sanmıştım.''dedi Kral Kevin'a.Cloe hiçbir zaman diğer prensesler gibi olamamıştı.Olmamıştı desek daha doğru olur aslında.Her zamanki gibi çocuksuydu.Babasının yanından bir an olsun ayrılmazdı ve sürekli onu takip ederdi.Ayrıca babasıyla arasına mesafe de koymazdı.Saygılı konuşayım diye kendini zorlamazdı.Aklına eseni yapan bir kızdı.Çok şükür ki Kral Kevin, kızının bu özelliğini hoş karşılıyor, ona kızmıyordu.
Daha sonra babasına doğru baktı ve söyle dedi:''Neden beni de çağırmadın?Alışverişe gitmeyi sevdiğimi biliyorsun.Özellikle de yeni insanlarla tanışmaya bayılıyorum.Gerçi tanışıyoruz denemez sadece farklı yüzler görüyorum ve bu hoşuma gidiyor.Odamda yalnız kaldığımda iyi hissetmiyorum.''
Sözlerini bitirince her zamanki şirinliğiyle babasına o güzel gülümsemesini sundu.İşte Cloe'nin en iyi yanı da buydu.Başına gelen tüm şeylere rağmen gülümsemeyi başarabiliyordu.
Babasına ''Hadi artık alışverişe başlayalım.'' der gibi baktı.Az önce koşuşturduğu için üstündeki kıyafet yamuk yumuk duruyordu.Ama Cloe'nin buna aldırdığı pek söylenemezdi.Küçüklüğünden beri çok hareketli bir çocuktu.Ağaçlara tırmanmaktan balkondan sallanmaya kadar her şeyi denerdi.O yüzden her zaman kavgadan çıkmış gibiydi.Darma duman.Ama bu onu hiç de kötü göstermiyordu.Her zaman gayet şirindi.

[Kevin NatureLand King]

"Ne kadar sevimli,şaşkın,tatlı ve probleml ibir kız. Bu kızı seviyorum" dedi Kevin kızına doğru şevkatle bakarken bunları düşnüyordu. "Hadi o zaman beraber geçelim portaldan" dedi ve kızını arkada bırakarak portaldan geçti.

[Cloe Cute]

''Tamam babişko.'' dedi Cloe ve tekrar gülümsedi.Babasının ardından portala girdi.Alışverişe gidecekleri için çok seviniyordu.Bütün gün şatoda oturmak onun bir süreden sonra bunaltıyordu.O zamanlarda da şatoda koşuşturup kendine eğlence arıyordu.Tabi bazen bu eğlence arayışlarında yanlışlıkla çok değerli eşyalara zarar verebiliyordu.Bu yüzden dışarı çıkması onun için en iyisiydi.Ve içinden ''Babamın beni anlaması süper bir şey.'' diye geçirdi.