Kraliçe'ye Sarılmak <3

[Cloe Cute]

Cloe üstünü bile değiştirmeden bahçeye çıktı ve ağaçlara tırmanmaya başladı. Bir ağacın baya yukarısına çıkmıştı ki asil bir kadının gelmekte olduğunu gördü. Önce gözlerine inanamadı. Kraliçe Flamé! Buraya en son ne zaman gelmişti? Asılar önce mi? Tamam, abartıyordu. Sonra ağaçtan kendini bıraktı ve Kraliçenin önüne düştü. Kalkıp o pasaklı haliyle Kraliçe'ye sarıldı.

[Flame The Fireland Queen]

Cloe 'yu gördüğünde çoktan Flamé'e sarılmıştı.Flamé de ona sarıldı ve ''Meraba'' dedi. Ayakta topuklu ayakkabılar yüzünden zar zorduruyordu.''Topuklu olmayan bir ayakkabı bulabilirsen bana burada uzun süre kalırım.''dedi. Lamenia 'ya başıyla selam verdi. Burada olmak onu mutlu ediyordu. Kralı görmemişti ama görmese de olurdu. Görmeye geldiği kişi prensesti.

[Cloe Cute]

''Elbette bulurum! Odama gel.'' dedi Cloe. Lamenia ve Flamé'in elinden tutup odasına doğru koştu. Flamé topuklularla koşmakta biraz zorlanıyor olmalıydı ama az sonra bu dertten kurtulup da bu koşuşa dua edecekti. Birkaç kat çıktıktan sonra tam odasına giriyordu ki kapının kapalı olduğunu fark etmeyen Cloe kafasını çarptı. Kapıyı hırs haline getirmişti. Kapıya tekmeler atmaya başladı. Kararlıydı. Bu kapı açılacaktı. Ama kulpu kullanılmadan.

[Flame The Fireland Queen]

Flamé, Cloe'ye bakıp başını iki yana salladı. Kız kafasına koyduğu şeyi yapacaktı. Kapı kolunu kullanmadan kapıyı açacaktı ya da kafasını çarpmaktan beyin tranvası geçirecekti. Çok geçmeden Lamenia ve Cloe'nin arkasına geçip bekledi. Bir dakika iki dakika üç dakika daha fazla dayanamadı.''Tamam Cloe iyi savaş verdin. Şimdi bırak zaferimize ulaşalım'' dedi gülerek. Kapıyı, kapı kolunu kullanarak açtı. Üçü de içeri geçti.

[Cloe Cute]

''Bunu yapmana gerek yoktu çok yaklaşmıştım.'' dedi Cloe sitem eden bir tavırla. Lamenia ve Flamé'in ona inanıyormuş gibi bakmadıklarını görünce ''Görürsünüz.'' diye geçirdi aklından ve kapıya son bir tekme daha vurdu. Kapı gerçekten de aşağıya düştü. Ancak çok büyük bir ses çıkardı ve o sırada bir sürü çalışan olay mahaline (kapının cesedinin olduğu yere) geldi. Cloe de '' Ne var ya!? Gören de psikopat var burada sanar ne bakıyorsunuz? '' dedi. Hiçmetçilerden birinin ''Senden ala psikopat mı olur?'' dediğini duyduğunda kadına öyle bir bakış attı ki kadın arkasına düştü. Sonra da odaya geri girdi Cloe ve ''Of ya. Kapatacak bir kapım yok. Şatoya bak.'' dedi.

[Kevin NatureLand King]

"Tamam daha fazla çalışamam böyle." dedi Kevin kendi kendine sinirlenerek. Bu bağırışlar falan nereden geliyor. Birisi inatla gürültüyü devam ettiriyordu. Sonra iç çekti. "Cloe." diye fısıldadı. Elini kafasına vurduktan sonra başını iyi yana sallayarak gürültüün kaynağına doğru yürümeye başladı. Sonra büyük bir kırılma sesi geldi. Ofladı. Merdivenleri inerken bir anda aklına dank etti. Ölecek gibi oldu. "AMAN ALLAH'IM" diye bağırdı bir anda. sonra eliyle ağzını kapadı. Bugün Fireland Kraliçesi Flame NatureLand'i ziyarete gelecekti. Nasıl unuttu diye dövünürken ses bir anda yokolmuştu. Sonra karşısında kırılmış ve yere düşmüş bir kapı ve çalışanlar vardı. Çalışanların arasınan geçerek odaya girdi. Karşısında Cloe'yu Lamenia'yı ve Kraliçe Flame'i gördü. Ne diyeceğini bilemeyerek yüzlerine baktı.

[Flame The Fireland Queen]

Flamé,Kral Kevin'ı görünce bir adım daha kırılan kapıya yaklaştı. Şaşkın yüzüne gülümseyerek cevap verdi ''Kapı dışında herkes iyi.'' dedi. Sonra eliyle kıvırcık kızıl saçlarıyla oynamaya başladı. Birkaç kez aynı bukleyle uğraştı sonra arkasını döndü.''Kızın her zamanki gibi fazla enerjik. Seni ilk gördüğüm haline benziyor.'' dedi.

[Kevin NatureLand King]

Flame gülümsedikten sonra rahat bir oh çekmek istedi ama yapmadı. Gülümsemesine karşılık olarak dişlerni göstererek sırıttı. "Küçükken nasıl oldğumu görme özelleklede böyle" eliyle Cloe'yu gösterdi. "görmek cdden çok şaşaırtıcı." Tekrar güldü ve kızına döndü. Tek kaşını kaldırdı ve gözlerini devirdi. "Artık alıştım ama cidden bir gün başına bir şeyler gelirse ben ne yapacağım ha?" diye sordu. Cevabı beklemeden Flame'e döndü ve "Haydi eski günleri birazcık analım."

[Flame The Fireland Queen]

''Ah! Eski günler...''dedi Flamé.Bariz bir kahkaha attı. '' Daha bir prens iken beni çok sinirlendirmiştin hatırlıyor musun?'' dedi Kevin'a. Kevin'ın yeşil gözlerinin içine baktı.''Muhafızlar beni zar zor tutmuştu. Sen de muhafızlara bağırmıştın bırakın bakalım ne yapacak diye'' dedi ve gülmesini zorlukla tuttu.

[Lamenia Mellark]

Lamenia tüm bunlara kıkırdıyordu ve açıkçası dinlerken eğleniyordu. Duvara yaslanıp ülke krallarının konuşmasını ve Cloe'yu izledi. NatureLand gerçekten çok farklıydı. Eğer şu an kendi gezegeninde iki kral arasında olsaydı muhtemelen kral ve kızının gülüşmesinden çok ağlaması olacaktı. Ne sıkıcı.. Ki kralları daha iyileşememişti bile. Bunları düşünmeye daldı.

[Kevin NatureLand King]

Nşeli bir kahkaha attı ve Flame'e içten gülümseyip sarıldı. "Bu ziyaretleri sıklaştırmalsın." sonra Lamenia'ya gülümsedi ve "Sen şu şaşkın kıza sahip çık olur mu? Bi gün öldüreck kendini ondn korkuyorum." dedi. Sonra kırık kapının onarımının nerdeyse bittiğini gördü. Çalışanlara gülümsedi. "Harikasınız. O zaman işinize engel olmayalım biz." dedi ve Flame'e döndü. Tek kaşını kaldırdı ve sırıttı. "Camdan çıkalım mı?"

[Flame The Fireland Queen]

''Olur.'' dedi Flamé normal birşeymiş gibi.Camı açtı.Tanrıya çok şükür cam uzundu.''Önden bayanlar demeden önce gidiyorum.'' dedi ve aşağı atladı. Yere alışılmadık derecede sessiz bir iniş yaptı.''Hey Kev! Geliyor msun?''

[Lamenia Mellark]

Lamenia Kraliçe Flame'in atlayışını izledi ve kıkırdadı. Sonra Kral Kevin'i beklemeden, Cloe'ya göz kırparak atlamalarını işaret etti ve o da zarif bir biçimde kendini havaya bıraktı. NatureLand'in hala alışamadığı havasına. Yumuşak havanın sanki uçarmışçasına yere çakılırken verdiği his çok hoştu. Yavaşça yere indi ve de Cloe'nun atlamasını bekledi.

[Kevin NatureLand King]

Aslında biraz heyecanlıydı 6. kattan atlayacaktı. Camın yanına gitti. Yüzündeki sırıışı tutamıyordu. Çocukluğuna dönmek harikaydı. Pencereye çıktı ve atladı. Gözleri bir saniye kadar kapalı tuttuktan sonra açtı. Yüzüne çarpan rüzgara bayılıyordu. Hızla gözlerini açtı. 4. Kattaydı muhtemlen. Yandan bir asmaya emir geçirdi ve o asmayı beline sıkıa doladı. Sonra sarmaşığın bağlı olduğu kolonun çevresine asmayı dolayarak kendini yere kadar indirdi. Bir kahkaha attı ve "Çok eğlenceliydi." dedi Flame'e. Şimdi napacaklardı. Kendisinden az önce atlamış olan Lamenia'ya gülümsedi. Sonra Flame'e şato'nun çardaına gitmeyi teklif etti.

[Cloe Cute]

''Heeeeeeeeeey!'' diye bağırdı Cloe ve camdan zarifçe atlamadı direk uçtu. Ve babasının sırtına düştü. ''Söylesene o kız da kimdi? Neden senin küçüklüğünmüşüm? Ayrıca okullar ne zaman açılacak? Lamenia'yı pataklamak hiç eğlenceli değil ben başkalarını istiyoruuuuum!' diye bağırdı yüksek sesle. Herkes ona şaşkın şaşkın bakarken sırıttı ve '' Alınma Lam. Kişisel değil.'' dedi.

[Flame The Fireland Queen]

Flamé,Cloe'nin düşüşü üzerine gülmeye başladı. '' Eğer öyle bir yeteneğim olsaydı Kev, emin ol senden daha çılgın olurdum. Hadi Şato'nun çardağına gidelim!'' dedi. Çocukluğa dönmek mutluluk veriyordu Flamé'e. Kev'ın ile o kavgadan sonra çok iyi dost olmuşlardı. ''Hey Kevin, hatırlıyor musun?Bir keresinde yanan sarmaşıkla ip atlamıştık ve ben sarmaşığa takılmıştım.'' elinde olmadan kolunu ovuşturdu.

[Cloe Cute]

''Ah... Ne kadaaaar da heyecanlı... Ayağı takılmış... Flamé biliyor musun ben tek vuruşta 1000 parçaya bölebiliyorum odunları!'' dedi alaycı bir tavırla. Sonra da sırıttı. O sırada babasını takip ediyordu. Babasının bir zamanlar çocuk olduğu hiç aklına gelmemişti. Onu hep güçlü Kral Kevin olarak hayal etmişti. Daha gerisini bilmiyordu. ''Bu hikayeleri dinlemeliyim...'' diye düşündü ve konuşmalara odaklandı.