Karmaşa...

[Cloe Cute]

Şato'ya geldiler nihayet.Babası portalda resmen kusacak gibi olmuştu.Cloe herkesten hızlıca merdivenlerden çıkmaya başladı...

[Kevin NatureLand King]

Mide bulantısını geçirmek için küçük bir temiz hava toplama büyüsü yaptı. Gelen temiz havayla birlikte yeniden kendine geldi ve o da merdivenlerden çıkmaya başladı.

[Lamenia Mellark]

Cloe önden çıkmaya başlamıştı. Lamenia da arkasından devam etti. Bir süre sonra Cloe yavaşlamıştı. Yorulduğu her halinden belliydi. Lamenia da yorulmuştu. Ne kadar da uzun bir merdivendi bu.

[Cloe Cute]

''Laaaaaaam! Hadi sen de gel çabucak.''Lamenia 7 yıl sonra tekrar geldiği yerde çok yavaş hareker ediyordu. Cloe ''Nostalji fantezisi mi yapıyorsun kızaaam!?'' diye seslendi.Sonra da güleyim derken merdivenden yuvarlandı...YİNE!!!

[Kevin NatureLand King]

Arkadan gelen Kral Kevin Kınızın dengesini gördüğü anda büyük bir refleksle öne atıldı. Tutamayacağı kadar aşağıda olan kral kevin bir saniye sonra kızını bir büyüyle tutmuştu. Sonra kızına yaptığı özel bir büyüyle onu merdivenlerin başına ışınladı. Sonra Lamenia'yada aynısını yaptı. Sonra kendisi yalnız başına yürüyerek merdivenleri çıktı.

[Cloe Cute]

Cloe babasının büyüsü sayesinde yine düşmekten kurtulmuştu ama babasının önden gitmesi ona engel değildi.Hemen aşırı hızlı bir şekilde koşmaya başladı.Sonra da babasının sırtına atladı.''Babiiiiiiiiş...Hadi beni taşı...'' dedi.Bu şirin kıza hayır denmemeliydi.

[Lamenia Mellark]

Lamenia gülmeye başladı. Bu olanlar gerçekten çok komikti. Gülerken arkada kaldığını sonradan farketti. Hızlıca merdivenleri çıktı ve Cloe ya yetişti.

[Kevin NatureLand King]

Kızı sırtında merdivenleri bitirdi. Merdivenlerden sonra kızını sırtından indirdi ve kızını yanağından öpüp "Bana haber vermeden dışarıya çıkma olur mu?" dedi. Sonra Lamenia'ya el sallayıp odasına geçti.

[Lamenia Mellark]

Lamenia Cloe'ya baktı.
-Ee ne yapıyoruz? dedi ve gülümsedi.

[Cloe Cute]

''Ne mi?'' dedi Cloe.Pörtlek gözlerini gezdiriyordu etrafta.''Hadi KARAOKE!!!Barbie Girl şarkısını uydurarak söyleyelim mi?'' diye sordu Lamenia'ya.Sonra da cevabı beklemeye başlamıştı ki.Vazo dikkatini çekti...Değerli bir vazoydu kesin.Cloe vazoyu eline aldı.Vazo onun yarısı kadardı.KAfasını içine sokup ''I'm a barbie girl in a barbie wooooorld!'' diye şarkı söylemeye başladı.Sesinin değişik çıkması hoşuna gidiyordu.Bir adım attı ve kafasını duvara çarpıp vazoyu kafasında kırdı.Bu sefer acı çekiyordu.''AAAA!!!!'' diye çığlıklar atıp ağlamaya başladı.

[Kevin NatureLand King]

Cloe'nun çığlığıyla yerinden fırladı ve kızının sesine doğru koşmaya başladı. Kızı yere düşmüş kırılmış vazo parçaları içinde acıyla ağlıyordu. Onu iyileştirmeleri için sarayda ki şafahanelerden birine götürmeliydi. Sonra bir ayağını havaya kaldırıp sağ elini Cloe'nun üstüne tutup bir büyü yaptı ve Cloe'yla birlikte ışınlandılar.

[Eda Kiryuu]

Şatonun kapısına doğru yavaş ve utangaç adımlarla ilerdedi.Artık gerçeği öğrenmek istiyordu.
Kapıyı yavaşca araladı ve orada her zaman saygı duyduğu kral Kevin'i gördü.Önce yanına gitmeye cesaret edemedi ama sonra kendi kendine "Gerçeği öğrenmem gerek." diye düşündü.Kral Kevin büyük ihtimalle bunu biliyordu ya da o öyle sanıyordu.Yanına gitti ve eğilip reverans yaparak,"Lütfen kralım bana gerçeği anlatın."dedi.

[Cloe Cute]

Cloe bir yandan acı çekerken bir yndan da gününü mahvettiğini düşünüyordu.Gerçekten de anlayamıyordu.Neden bu kadar sakardı?''Canım çok yanıyor babişko.'' dedi.Sonra daha önce hiç görmediği bir kızı karşısında buldu.Kafasında bandajı sarılıydı.Bunu önemsemeden kıza doğru ilerledi ve ''Sen kimsin?'' dedi.

[Kevin NatureLand King]

Kevin Kızının arkasına dönmesini umursamamıştı en başta. Nasılsa o Cloe'ydu. Çevresine bakınıp gezerdi hiç bir şey umrunda değildi. Sonra gelen konuşma sesiyle şaşırdı. Tamam kızı ilginç olabilirdi öyle şizofren gibi davranmazdı.
"Sende kimsin?"
Sonra Kral Kevin Yavaşça arkasına döndü. Gözlerini kızının sorusunu yönelltiği kıza doğrultunca yüzü beyazladı, gözleri büyüdü ve kendinden bile korkan bir yaratık ifadesiyle kıza baktı. Bir saniye sonra yüz ifadesini kendinden emin ifadeye dönüştürdü ve gülümsedi.
"Evet kızım kimsin sen?" sonra cümlede kullandığı kelimeler ona acı vermeye başladı. Yıllar önceki acılar gözünün önünden geçti. Kalbindeki burukluk bir kırıklığa dönüşmüştü adeta. Sonra yıllardır çalıştığı kendinden ifadesi takınıp karşıdaki kızın yüzündeki ifadeye baktı.

[Cloe Cute]

''Cevap versene!'' dedi Cloe.Normalde olduğu gibi değildi.Çünkü yıllardır bildiği şu olayla tanışmıştı sonunda.''Tanıdık gelen yabancı'' olayı.Babasının sorusundan sonra kıza kötü kötü bakmaya başladı.Babasının bile tanımadığı bu kız kim olabilirdi ve neden buradaydı?Bunu ikisi de bilmiyordu.Sadece o kız bu soruya cevap verebilirdi...

[Eda Kiryuu]

Hala şoktaydı ve onların bu tepkisi de onu daha çok korkutmuştu.Ama onlara olanları anlatmalıydı,derin bir nefes alıp başladı."Tamam sakin olun,anlatacağım."dedi ve onlara kısa bir süre baktıktan sonra devam etti."Ben kendimi bu güne kadar ormancının kızı olarak biliyordum fakat o bana evlatlık olduğumu söyledi."Devam edemiyordu ama anlatmak zorundaydı.Yutkunarak kendini sakinleştirmeye çalıştı."Sonrada bana kim olduğumu sadece Kral Kevin'in bildiğini söyledi."Şaşkın yüzlere bakarak konuşmaya zorladı kendini ama sadece kısık bir sesle "Bende kim olduğumu bilmiyorum." cümlesi döküldü dudaklarından.

[Cloe Cute]

''Nedir bu?Bir çeşit şaka mı!?!?'' dedi Cloe.Burnundan soluyordu terimi şu anda onu ifade etmeye yetmezdi.Terrolone'lar doğayla arası çok iyi olan canlılardı ve doğa ananın sayesinde hafızaları da çok kuvvetliydi.Bu kız hiçbir yerde görmemişti.''Ne yani?Bunca yıl boyunca kim olduğunu bilmeden mi yaşadın?Babanın babamla ne işi olabilir ki?Kendinde misin sen!?'' hiç olmadığı kadar ciddi cümleler kuruyordu Cloe.Bu haldeyken onu babası bile tanıyamazdı bu davranışlarla.Bazı olaylar karşısında olgunlaşabileceğini herkese göstermiş oldu.Bu kız sürekli bilinmeyenden bahsedecek olursa Cloe daha çok sinirlenecek gibiydi.

[Eda Kiryuu]

"Lütfen,lütfen sakin ol."Bu kız onu çok korkutmuştu.Buraya gelmemeliydi belkide gerçeği öğrenmemesi gerekiyordu.O an oradan gitmeyi düşündü ama sonra sonuçlarını düşünerek vazgeçti bu fikrinden."Be-ben gerçekten bilmiyorum."Kıza bakamıyordu bile kendini çok kötü hissediyordu adeta bir boşlukta gibi..."Lütfen sakin olmaya çalış,babanın benim üvey babamla ne ilişkisi var bilmiyorum ama belliki önemli bir şey lütfen sakin ol."Bir an kızın onun üstüne atlayacağı hissine kapıldı kız resmen ondan nefret ediyor gibiydi.

[Cloe Cute]

''Baba?Konuşmalısın...'' dedi Cloe.Kızın ürktüğünü anladı.Yabancılardan nefret ediyordu...Çünkü annesinin ölümüne yol açan da NatureLand'e ait olmayan yabancı hayvanlardı...Sonra kızı dikkatlice süzdü...Kızın saçları annesinin saçlarına benziyordu.Cloe'nin saçları babasına benzetilirdi hep ve kızın gözleri...Onunkilere benziyor gibiydi...Aynı onunkiler gibi büyüktüler...Aklına garip garip şeyler gelmeye başlamıştı...

[Eda Kiryuu]

Bir an olsun kızın sakinleştiğini düşündü,ve öyleydi de.Biraz rahatladı çünkü kız ona artık nefret dolu değil de meraklı ve şok olmuş gözlerle bakıyordu.O an söyleyebileceği tek şey "Lütfen kralım..." olmalıydı,ve öyle de oldu.

[Lamenia Mellark]

Bütün bunlar olurken Lamenia etrafa anlamayan gözlerle bakıyordu. Buraya gelirken Cloe'yla ölebileceği ihtimali bile aklına gelmişti ama bu olanlar gerçekten aklına gelemeyecek bir durumdu. Cloe gerçekten sinirliydi ve de şaşkın. Lamenia küçüklükten beri Cloe'yu tanırdı ancak onu hiç böyle görmemişti. Ve o kız... Onu da daha önce hiç görmemişti. Cloe'ya baktı. "İstersen biz diğer odaya geçelim?" dedi. Eğer orada olacak şeyler tahmin ettiği ya da sezdiği gibiyse bunu Cloe'nun görmemesi en iyisiydi. Kıza baktı. Gerçekten narin görünüyordu ve korkmuştu. Böyle bir ortama alışkın olmadığı belliydi. Hafif bir tebessüm etti ve sonra Cloe'yu yavaşça diğer tarafa sürükledi.

[Cloe Cute]

Cloe bir an için sakince düşünmeye çalıştı...Bu çok zordu ama başabileceğini biliyordu.Her ne kadar olacakları merak et se de Lamenia'nın burada canının sıkılmasını istemedi.Ne de olsa en yakın arkadaşı.Aynı zamanda tek arkadaşı...''Olur Lam.'' dedi.Gözleri babasının üzerinden ayrılmıyordu.Babası hiçbir şey demiyordu.Yaptığı tek şey kıza bakmaktı...Cloe de odasına doğru giderken Lamenia'nın elini sıkıca tuttu.Evinde bir yabancı görmek ona kendini aciz gibi hissettirmişti.Düşmemek için Lamenia'ya ihtiyacı vardı.O kıza çok sinirlenmesinin sebebi babasının durgunlaşmasına nedne olmasıydı.Ona güvenmiyordu...Koridorda ayakları ses çıkara çıkara yürüdü ve odasına doğru yola koyuldu...Az sonra odasındaydı.

[Kevin NatureLand King]

Kızı diğer kıza bağırırken Lamenia onu odadan götürürken diğer kız her şeyi anlatırken sadece baktı. Psikolojik olarak çökmüştü sanki. Btün saray tüm ruhunun üzerine yıkılmış gibiydi. Btün anıları gözünün önünden geçip giderken. İnce sesli kızın konuşmasını duyuyordu sadece. Gözlerini defalarca kez kırpmasına rağmen bu duyguyu üstünden atamadı. Sanki geçmişe dönmüştü henüz icat edilememiş zaman makinesiyle. Her şey çok netti. Sadece bir kısım dışında. Sonra hızla kapatılmış bir kapı sesiyle irkildi ve bu ağır duuygulardan kurtuldu.
"Ben... ben.. ben.." diyebildi Kral Kevin sadece. Beynindeki tüm düüşünceler ruhunu delerken bir şeyler yapmak zorunda anladı. Düşündü. Az önceki ağır düşüncelere kapılmış gibi yaptı. Düşündü bir daha. Aklına say kuralları geldi. Bu kızı saraya izinsiz girmekten dışarı atabilirdi. Ama olmazdı bu kız...
Sonra düşündü sonuçta Kral değil miydi istediğini yapamazmıydı. Sonra bağırdı.
"Muhafızlar!" ardından gelen adım sesleriyle birlikte Kral Kevin düşündü bu kıza karşı çok kaba davranmamışmıydı sonra sözlerine ekledi. "Şimdi bu şirin kızı alın ve daha uygun bir zamanda ben ile yapması için bir görüşme ayarlayın." sonra Kraliyet gülümsemesiniyüzüne yerleşti. Pelerini havada uçarken adımlarının yönünü değiştirdi ve odasına doğru gitmeye başladı. Odasına gidecekti ve düşünecekti. Bu kız hakkında. Hakkında çok kötü düşünceleri olan bu kız hakkında.

[Lamenia Mellark]

Böyle bir zamanda kralı rahatsız etmek iyi bir fikir miydi bilmiyordu. Sonuçta bir kız gelmişti ve kral... Düşünceli olabilirdi. Ama Cloe'yu üzmek istemiyordu. Kral Lamenia'nın tahmin ettiği gibiydi. Bu kötü bir zamanlamaydı...
"Kralım. Sizi rahatsız ettiğim için çok özür dilerim ama bir şey sormalıyım. Kızınız Prenses Cloe, benim bugün burada kalmamı istiyor. Sizin müsait olup olmadığınızı ve de bu durumu uygun görüp görmediğinizi öğrenmeliyim" dedi.

[Cloe Cute]

''Elbette uygun görecek Lam... Bunu yapmak zorunda. En azından bu kızın kim olduğunu ve burada ne aradığını bana anlatana dek benim tek dostumun yanımda kalmasına izin vermek zorunda. Öyle değil mi? Baba?'' O kadar duygusuz ve kayıtsız konuşmuştu ki bir an konuşan ben miyim, yoksa başkası mı, diyerek arkasına falan baktı. Ama kesinlikle kendi sesiydi bu. Böyle bir ses tonu olduğundan haberi yoktu. Çünkü daha önce hiç kullanma gereği duymamıştı. Yavaşça hareket etmeye başladı ve odasına doğru yöneldi Cloe. Ayak sesleri duyuyordu. Bu Lamenia olmalıydı.