İmalat Hatası

[Cloe Cute]

Cloe o kadar düşüşten sonra ne kadar normale dönmüş gibi dursa da aslında bir şeyler yanlış ilerliyordu.Şatonun merdivenlerinden çıkarlarken Cloe'nin başı dönüyordu.Ama o buna aldırmadan merdivenleri 2'şer 2'şer atlamaya çalışıyordu.En sonunda beklenen oldu ve Cloe 2 kat aşağıya yuvarlandı.Tabi bu sırada şatoda çığlıkları yankılanmaktaydı:
''BABİŞKO!''

[Kevin NatureLand King]

Kral Kevin kızının yuvarlanmaya başladığını fark eder fark etmez onun çığlıklarına karışan bağırışlarıyla onun peşinden koşmaya başladı.2 kat boyunca yuvarlanan kızını 3. kata ulaşıp da sakarlıklar rekoruna bir yenisini daha eklemesin diye sihirli sarmaşıklarla tutarak durdurmak zorunda kaldı.Tabi bunu yaparken şunları söylemekteydi: ''Nerde yaptık hatayı anlamıyorum ki?Kimin laneti var üzerimizde?Her gün bir aksiyon bir olay...''

[Cloe Cute]

Cloe babasının sarmaşıklarla onu tutması sonucunda hala tek parçaydı ama hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ediyordu.''Babişko sen neden ters duruyorsun?'' derken aslında ters duranın kendisi olduğunun farkına bile varamamıştı.Ama sözlerine devam etmekten de geri kalmıyordu.''Babişko o kadar çığlığa ne gerek vardı anlayamadım.Alt üstü merdivenlerden yuvarlandım.Gören de bir yerlere falan çarptım sanacak.'' dedi.Anlaşılan o ki yuvarlanırken tüm duvarlara çarptığını hala anlayamamıştı.
Sonra da her zamanki gibi çocuksu gülümsemesini babasına gösterdi.Ağzı kulaklarına varıyordu.Ta ki sarmaşıklar onu serbest bırakana ve kafa üstü yere kapaklanana kadar...

[Kevin NatureLand King]

''Evet.Cloe, anlaşılan sen bugün kendini öldürmeden durmayacaksın.Öyleyse...Satranç oynamaya ne dersin?Bilirsin...Biz Terrolone'lar çok zekiyizdir.Ve satranç da en sevdiğimiz oyunlardan birisidir.Yeniden vahşileşip satranç tahtasını rakiin kafasında kırmadığımız sürece...''dedi Kral Kevin.Son cümleyi o kadar alçak bir sesle söylemişti ki neredeyse kendisi bile duyamamıştı.Kızına anlamlı gözlerle bakıyordu.Çünkü yaptığı tüm yaramazlıklara rağmen Cloe onun için birtaneydi...

[Cloe Cute]

''Satrançla aram pek iyi değildir babiş,bilirsin.Ama şu kısık sesle söylediğin kafada kırma bölümünü sevdim.''dedi ve sırıttı Cloe.''Daha önce bir turnuvaya katılmıştım.Ama karşımdaki çocuk oynamak için çok düşününce ben de 'Yeter!' diye bağırıp çocuğu pataklamıştım.Satrancı bırak da...Ağaca tırmanmaca oynayalım mı?'' Cloe sözlerini böyle bitirirken gayet ciddi olduğunu da belirtiyordu.Bu tavırları yüzünden küçükken kızlarla arası pek iyi değildi.Hep erkeklerle oyunlar oynardı.

[Kevin NatureLand King]

"Satranç oynayalım" dedi ve ağzını ince bir çizgi yapıp gözlerini kıstı. Bu klasik dediğimi yapacağız yüz ifadesiydi. Krallıktaki herkes kral Kevin'dan bu yüz ifadesini görünce dediğini yapardı. Bir keresinde aşçılığa yeni katılan bir yardımcı yüz ifadesini görünce en başta anlam verememiş sonra diğer aşçılar söyleyince utancından bir hafta sevis edememişti yemekleri. Tabii kral Kevin bu olaydan sonra onu ilk gördüğünde rahat olmasını istemişti. Çok iyi kalpli biriydi Kral. Sonra bakışını kesip sordu "Satranç tahtası ve taşları nerde? Ah cam olanları istiyorum ama."

[Cloe Cute]

''Yine ağzını düzleştirme babişko.Sen beni krallıktakilerle karıştırdın sanırım.Bu ifade bana sökmez ama neyse.Seni kırmayalım bu seferlik.''
Cloe bu ifadeden pek de etkilenmemişti.Ama babasıyla yaptığı her şey her zaman zevkli geliyordu ona.Beklemeden kabul etti isteğini ama cam olanlarla ilgili bir sorun vardı.Ve bunu açıkça dile getirdi.
''Ya babişko ben onları geçen sefer yanıma aldım ormana giderken.Satranç çalışayım diye.Sonra vahşi bir yaratık gelince yaratığın kafasında kırdım onları.O yüzden bu seferlik normallerle idare etsek...'' Anlaşılan bu kız yine babasını şaşırtmayı becerecekti.

[Kevin NatureLand King]

"Herşeyi herkesin her türlü kafasında kırdığını bildiğim için önlem aldım tabii ki." dedi kral Kevin neşeli bir ses tonuyla kızını çok iyi tanıyordu. Ve gördüğü her kötü şeyin kafasında bir şeyler kırmak onun en büyük zevklerinden biriydi. "3.Katta girişteki koridorun sonundan soldaki koridara dönünce sol taraftaki 4.tahtadan kapıda her zaman yedek eşyalar saklarım. Şimdi bir çalışana söyle getirsinler biz de odamıza çıkalım." dedim. Ve yürümeye başladım.

[Cloe Cute]

''Bakar mısın?Hey sen!Ordaki!Evet, evet.Sen.Beyaz elbiseli siyah önlüklü çalışanımız gelir misin?''
En yakındaki çalışana sesleniyordu.Çalışan yanina gelince tekrar konuşmaya başladı Cloe.
''3. kattaki koridordaki bilmenerdeki bilmemnedeki trptrtptrp yedek eşyaların arasından.Babişko'm ve benim için Cam satranç takımını getirir misin?'' babasının tarifi çok karışık olduğu için Cloe oraları geçiştirmişti.Ama çalışan yeri zaten biliyordu.O yüzden Cloe'nin yarım yamalak tarifi ona zorluk çıkartmayacaktı.Çalışan yanlarından ayrıldığında Cloe babasına doğru döndü ve konuşmaya devam etti.
''Ya babişko dersler ne zaman başlayacak?Yeni öğrencilerle tanışmayı çok istiyorum.''

[Kevin NatureLand King]

"Bilmiyorum, aslında şöyle iyi öğretmenler zaten işlerini yapıyorlar ben neden daha fazla öğretmen eğitip daha kısa sürede eğitimi bitirmiyorum?" çok ilginç ve bir o kadar mantıklı bir fikirdi aslında. "Sen ne dersin Cloe? Güvenebileceğim insanlar bulup daha az yorulsam zaten yaşlandım. 104 yaşıma geldim." Sonra 5.Katın merdivenlerine çıkmaya başladık.

[Cloe Cute]

''Bence en iyisi sensin babiş.Ama fikrin de süper!İstersen öğrencilere kafada bir şeyler kırmayı öğretebilirim.Hem stres atarlar.'' dedi ve sırıttı Cloe.Her zaman diğer prenseslerin konuşmadığı biçimlerde konuşuyordu.Kötüleri pataklamak en büyük hobisiydi diyebiliriz.
''Ama evet yorulduğun doğru ama fiziğine bakıldığında 104'lük gibi durmuyorsun.Her zaman çok iyi bir fiziğe sahipsin.Bana çekmişsin babiiiş.'' babasını yine güldürecekti sanırım.Ona iltifatlar yağdırıyordu.Sonra satranç takımı geldi ve oynamaya başladılar.

[Kevin NatureLand King]

"Bence o ancak senin sinir atman için kullanılacak bir ders olut cloe." dedi kral kevin sonra ekledi.
"Sanırım büyük olan ben olduğum için sen bana çekiyorsun." dedi ve güldü. Sonra satranç tahtası gelmeden önce kızını süzdü. "O zaman süper görünüyorum." Gülerken satranç tahtası geldi.

[Cloe Cute]

''Doğru olabilir söylediklerin...Yani gerçeklik payı var.'' dedi ve satrançta ne yapması gerektiğini düşünmeye başladı.Babasıyla en son satranç oynadıklarında Cloe yenilince balkondan sallanarak kendini yatıştırmaya çalışıyordu.Ama satranca konsantre olamıyordu çünkü hala okul meselesini düşünüyordu.Derslerin başlamasını çok istiyordu çünkü yaşıtlarıyla karşılaşmak onu mutlu ediyordu.Ama dikkatini topladı ve o anda gördüğüyle şok oldu.
''AMAN TANRIM!Hizmetçimiz ağaçtan düştü!Sanırım yanlış sihrim yüzünden.'' dedi ve sırıttı.

[Kevin NatureLand King]

Elini gerdirdi ve alnına vurdu. "Kahretsin bu şatodaki herkesin ağaçtan düşme fantezisimi var? Neyse şimdi hallederler. Yardımcı olacağım bu kez sana ustasından ders alıyorsun." dedi ve mükemmel gülüşüyle güldü.

[Cloe Cute]

''Aslında sihrimde herhangi bir karışıklık olmayacaktı.Ama o sırada bir yaratık yanıma gelince iksir şişesini onun kafasında kırdım.Sonra da yere dökülen iksiri yeni bir şişeye doldurup iyileşsin diye hafif hasta olan ağaca döktüm.Ağaç iyileşti iyileşmesine de birkaç ay boyunca ona dokunanlardan rahatsız olacak.Çünkü yeni şişe aslında yeni değil hassaslaştırma iksirinin eski şişesiymiş.Neyse canım o kadar önemli değil.hehe...''Cloe yine gülüyordu.Tüm bu sakarlıklarına rağmen Krallık tarafından çok sevilmesinin nedeni de bu şirin gülümsmesi olmalıydı...

[Kevin NatureLand King]

"Ahh umrumda değil, şu anda sadece seninle zaman geçirmek istiyorum" dedi Kral Kevin kızına ve başını okşadı. Sonra klasik gölerini pörtletme hareketlerini yaptı ve kızıne sevgiyle baktı. Mükemmel bir prensesi bile ona tercih etmezdi onu çok seviyordu.

[Cloe Cute]

Cloe birden yerinden sıçradı.Ve bir şeyi koklaya koklaya balkona kadar çıktı.Daha sonra aşağıya doğru sarktı.''Aman Tanrım!Turta yapmışlar.'' dedi ve merdivenlerden inmeden balkondan sarkmaya çalıştı.Beklendiği gibi kafa üstü yere çakıldı.Ama her zamanki gibi kalkmayı da biliyordu.
''Hayyyyt!ha!hu!O turtalar benim olacak.Haaaaa...'' bağırarak mutfağın penceresinden içeri daldı.Tabi dalmak için camı da kırması gerekmişti.Herkes çığlıklarla kaçıyordu.Ama bunu yapanın Cloe olduğunu görünce rahatladılar.Cloe böyle şeyleri hep yapardı ancak asıl sorun Kral Kevin şu anda ne yapıyor? Ve kızının yaptığı bu şeye ne diyecek?Çok kızmayacağı belli ama ne biçim bir tepki vereceği hala merak konusu...

[Kevin NatureLand King]

"Kalpten gideceğim!" dedi kral kevin sinirden ağlayacaktı şimdi. Artık elini gerginşetirip başına vyrmaktan beyin hücreleri yok olmuştu. Dışından ben ona kadar saydı. Derin nefesler aldı. Sonra kahkaha atmaya başladı. Sonra kendini küçük bir toprak büyüsüyle alt kata aktardı. Asasıyla kırılan camları düzeltti. Ağaca yanlış yapılan büyüyüde hallettikten sonra kızına döndü. Korkunç bir bakış atmıştı. Korkutucu ve ürkütücü.

[Cloe Cute]

Babasının o bakışından sonra Cloe ruhsuz gibi ona bakıyordu.Ve uyuşuk bir şekilde ona şunu söyledi:''babişko...Ürkütücü gibisin...Ama hala cool'sun.''dedi ve ona sarıldı.Bu kız babasını mutlu etmeyi biliyordu.Sonra da ''Eee?Turtam nerde'' diye ekledi.Herkes ürkmüş gibi ona bakıyordu çünkü biliyorlardı ki eğer Cloe o turtadan yemezse az öncekinden çok daha büyük bir olay çıkacaktı.Hemen ona turta getirdiler ve afiyetle yedi.Tabi arada babasının ağzına da birkaç dilim sokuşturmaktan geri kalmıyordu.

[Kevin NatureLand King]

"Elindeki toprak parçaarı dışında gayet güzel." dedi Kevin sonra ekledi "Ço kyetenekli aşçılarımız oluna böyleo luyor tabii." dedi ve aşçılara göz kırptı. Sonra kzına bakıp gülümsedi "Ben sana kızamam." yürüdü ve merdivenlerden çıkmaya başladı.

[Cloe Cute]

''Sağ ol babişko.Başka bir babam olsaydı ne olurdu halim bilemiyorum.'' bunları söyledikten sorna yine güldü Cloe.Babasını gerçekten de seviyordu.
Babasına soru soracakmış gibi baktı.Ve en sonunda dilindeki baklayı çıkardı.''Babişko.Ormana gidelim mi?Biraz sihir çalışırız?'' soru sormuştu ama şu anda gözleri ''Lütfen ormana gidelim baba.'' der gibi bakıyordu.

[Kevin NatureLand King]

Onu reddetmekten nefret ediyordu ama çok yorgundu. "Çok yorgunum kızım. Sonra gidelim olurmu?" dedi ve gözlerini kıstı. Sonra 7.Kattaki odasına yöneldi.

[Cloe Cute]

''Tamam babiş...Sen öyle diyorsan.Dinlendiğinde gideriz.'' dedi ve gülümsedi.Sonra aklına bir şey geldi.''Neden Lamenia ile alışverişe çıkmıyorum ki...'' diye düşündü.Kızlarla iyi anlaşamadığı doğruydu.Ama Lamenia ona her zaman iyi davranırdı.Babası da Lamenia'yla alışverişe çıkmasında kötü bir şey görmezdi.Hemen Dışarı çıktı ve ortak gezegene olan portala doğru koşmaya başladı.